Bir önceki yazımda sizlerle ilk olarak Growth Hacking İstanbul’dan bahsetmiştim. Öncelikle 2 Kasım olarak planladığımız etkinliğimizi hazırlık aşamamızın uzaması nedeniyle 10 Kasım’a erteledik. Bu yazımda sıcağı sıcağına süreç hakkında biraz bahsetmek istedim.
Öncelikle Growth Hacking İstanbul’un başlangıç noktasını paylaşmak istiyorum. Growth Hacking İstanbul’u neden gerçekleştirdik?
Bazı sözler var ki ifade ettikleri anlamlar o kadar büyük ki sadece bir söz olmanın ötesine geçiyor. Bunlardan birine örnek vermek gerekirse ilk olarak ne zaman, nerede gördüğümü hatırlamadığım “Fall in love with the problem not the solution!” sözü. İnternette diğer sözlerde olduğu gibi bu söz içinde söyleni olarak birçok farklı isim görünüyor. Benim ilk olarak hatırımda kalan Waze kurucu ortağı Uri Levine’e ait olduğu yönünde.
Benimde son birkaç yıldır üzerine takıntılı olduğum konu growth hacking konusundaki bilgi kirliliği. Hem bu blogumda hem de diğer yazdığım kaynaklarda bu kirlilikten defalarca kez bahsettim.
Süreç içerisinde bu problemi biraz dahi olsa çözümlemek adına kendimce bazı çözümler geliştirdim. Growth Hacking’e Başlangıç kitabı tamamen bu amaca yönelik olarak hazırlanmış bir çalışmaydı. Şu an baktığımda bu konuda önemli bir temel olduğunu ve süreç ilerlemesinde büyük bir rol oynadığını rahatlıkla görebiliyorum.
Sadece kitap ile bu problemin çözümlenmesi ne yazık ki imkansız. Bunun üzerine Growth Hacking Workshoplarına başladık. Tamamen ücretsizdi. Farklı farklı kişilerden gelen “neden yapıyorsun?” sorusunun yanıtı sürekli olarak bilgi kirliliğinin herkes için büyük bir tehlike oluşturduğu ve bu tehlikeyi aşmanın doğru yolunun en ideal yolunun birebir dokunuş olduğunu söyledim.
Workshoplar büyüme süreci hakkında düşülen birçok hatayı aydınlatırken belirli bir süreç sonrası hem herkese ulaşamaması hem de getirdiği yoğunluk ile bu probleme çözüm için başlangıçtaki kadar güzel bir yol olmadığını düşünmeye başladım.
Sonrasında gerçekleştireceğimiz dolu bir programa sahip etkinliğin bu noktadaki problemleri çözmede bizim için güzel bir çözüm olacağı fikrine vardım. Growth Hacking İstanbul tam olarak bu amaçla doldu. Program başlangıcında katılımcılarla bahsettiğim gibi bu etkinliğin başarı kriteri etkinlik sonrasında büyüme süreciyle ilgili düşünenler değişmesi ve bunların günlük iş kararlarımız ve süreçlerine yansımasıydı.
Özetlemek gerekirse Growth Hacking İstanbul büyüme süreci hakkında bilgi kirliliğini önlemek ve katılımcıların büyüme süreci hakkında daha güçlü olmalarını sağlamak.
Peki Growth Hacking İstanbul için süreç nasıl işledi? Öncelikle böyle etkinlik yapmakla ilgili fikirler oluştuktan sonra sevgili Mustafa Dalcı ile görüştüm. Programı etkili hale getirebilmek için birlikte biraz beyin fırtınası gerçekleştirdik.
Sonrasında çok hızlı (yarım gün içerisinde) ve temel bir şekilde internet sitemizi hazırlayıp, yayına aldık. Katılımak isteyenlerin başvurabilmeleri için Typeform ile birkaç temel sorudan oluşan bir anket oluşturduk. Katılmak isteyen kişiler bu anket aracılığı ile bizimle iletişime geçtiler. Sosyal medya profillerimizi açtık ve benim ve Mustafa’nın konuları ile ilk programımızı oluşturduk.
Benim gördüğüm en büyük problem büyüme süreciyle ilgili araçlar, taktikler gibi çok yüzeysel konular sık sık konuşulurken büyümenin en temel noktası olan büyüme sistemi, büyüme için gerekli ekip/kültür ve büyüme fikirlerini dijital dünyaya yansıtırken yapılan büyük hatalar genelde göz ardı ediliyor, kimse bahsetmiyordu. Bu yüzden ben konuşmamı bu program çerçevesinde tasarladım. Mustafa ise büyüme süreci ile kullanıcı deneyimi arasındaki ilişkiden bahsetmek istedi ve ilk programımızı bu şekilde duyurduk.
Etkinliğimizin tanıtımı için ilk olarak Lean Marketing ve kişisel bloglarımdan başladım. Bu kitle growth hacking ile ilgili olduğu için ilk katılımcılarımıza bu şekilde direkt olarak ulaşmış olduk. Sonrasında Webrazzi etkinlikler listesi, Eventbrite gibi platformlara da etkinliği kayıt ederek katılmak isteyenlere ulaşmaya çalıştık.
Lokasyon konusu en problemli konulardan biriydi. Programımız tam olarak saat 14:00’de başlayacaktı. (Programda bunu 14:30 veya 15:00 gibi bir saate almamızın daha doğru olacağını düşündüm.) Katılımcılar işlerinden ve programlarından çıkıp etkinliğe gelmek isteyecekleri için ulaşımın kolay olması önemliydi. Bu konuda bize sevgili Habita ekibi (kendilerine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum) yardımcı oldu. Habita lokasyonu bütün toplu taşıma araçları ile çok kolayca ulaşılabiliyor ve katılımcıların birçoğunun oldukça yakın oldukları bir bölgede bulunuyor. Böylece lokasyon konusunu da çözümledik.
Katılımcılarımıza etkinlik süresince iyi bir deneyim yaşatabilmek için Radore (kendilerine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum) bize destek oldu. Ayrıca gelen katılımcıların sunucu ve server tarafıyla ilgili bilgi almalarını ve girişimler için ücretsiz olarak sundukları destek programları hakkında bilgilendirdiler.
Etkinlik sırasında en çok önemsediğim konu katılımcıların kendi aralarında bilgi alışverişi yapmalarıydı. Ne kadar sunumlar ve bilgiler paylaşılırsa paylaşılsın hiçbiri birebir süreçleri öğrenmek kadar faydalı olmuyor. Büyüme süreçleri nasıl işliyor, fikirler nasıl önceliklendiriliyor, testler nasıl yapılıyor, sonuçlar nasıl analiz ediliyor, çalışan ve çalışmayan testler nelerden oluşuyor gibi birçok farklı konuyu katılımcıların görüşmeleri arasında birbirleriyle paylaşmalarının iş süreçlerine önemli katkı sağlayacaklarını düşünüyorum. Aralardaki yoğunluktan dolayı bu süreç ne kadar sağlıklı gerçekleşti tam olarak emin değilim fakat bir sonraki etkinlikte bu sürecin daha etkili çalışması için özel olarak ilgileneceğim.
Süreçle ilgili ilk olarak paylaşmak istediklerim bunlar. Programımızda neler olup bittiğinden haberdar olmak ve gelecek etkinlikler hakkından haberdar olmak için Growth Hacking İstanbul‘u takip etmeyi (Facebook, Twitter) unutmayın.